- canı çekmek
- bir şeyi istemek, istek duymak, arzulamak
Yufka dedim de canım bir ıspanaklı börek çekti ki.
- S. F. Abasıyanık
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Yufka dedim de canım bir ıspanaklı börek çekti ki.
- S. F. AbasıyanıkÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
canı çıkmak — 1) çok yorulmak veya çok zorluk çekmek Çalışmaktan canım çıktı. 2) ölmek Herifin burnunu sıksan canı çıkacak. S. F. Abasıyanık 3) çok yıpranmak Her gün giyilmekten elbisenin canı çıktı … Çağatay Osmanlı Sözlük
canı burnuna (veya burnundan) gelmek — bir şey yaparken çok zorluk çekmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
umma olmak — canı çekmek … Beypazari ağzindan sözcükler
can — is., Far. cān 1) İnsan ve hayvanlarda yaşamayı sağlayan ve ölümle vücuttan ayrılan madde dışı varlık 2) Yaşama, hayat Bir kedi yavrusunu kurtarmak için ipe sarılıp kuyuya iner, canımı tehlikeye koyardım. R. N. Güntekin 3) Güç, dirilik Her şeyde… … Çağatay Osmanlı Sözlük
burun — is., rnu, anat. 1) Alınla üst dudak arasında bulunan, çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organı 2) Bazı şeylerin ön ve sivri bölümü Kadıköy vapurunun güvertesinde, paltoma bürünmüş, gidip ta burna oturmuştum. H. Taner 3) mec. Kibir,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
alt — is. 1) Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor. Z. O. Saba 2) Bir nesnenin tabanı Ayağındaki altları nalçalı koca bahçıvan kunduraları ile ona yetişmesi… … Çağatay Osmanlı Sözlük
çekiştirmek — i 1) Uçlarından tutarak ayrı yönlere doğru çekmek 2) Tekrar tekrar çekerek koparmak Bir şeye canı sıkıldığı vakit elini ensesine atar, saçının örgülerini yakalayarak çekiştirip dururdu. R. N. Güntekin 3) mec. Bir kimsenin kötü taraflarını uzun… … Çağatay Osmanlı Sözlük