- ayağını bağlamak
- engel olmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
ayak — is., ğı, anat. 1) Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü 2) Bacak 3) Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var. 4) Vücudun… … Çağatay Osmanlı Sözlük
zincir vurmak — 1) (birine) elini ayağını bağlamak 2) (birine) özgürlüğünü elinden almak Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım, / Hangi çılgın bana zincir vuracakmış? Şaşarım. M. A. Ersoy … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
duşaklamak — i, hlk. Hayvanın iki ayağını duşakla bağlamak, kösteklemek … Çağatay Osmanlı Sözlük
köstek vurmak — 1) hayvanın ayağına köstek bağlamak 2) mec. kösteklemek 3) sp. güreşte hasmın bir veya iki ayağını sımsıkı yakalamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
bağarcak — koyunların kaçmaması için çobanın ayağını koyunun ayağına bağlamak … Beypazari ağzindan sözcükler