sağdan geri dönmek (veya etmek) — geri dönmek, geri dönüp gitmek Binbaşının gayriihtiyari içi sızladı, yaşlı bir kadını dövmeye kalkmış gibi utanma hissi duyarak sağdan geri etti, başı önünde mağlup ve mahcup merdivenleri indi. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük
kömürcü çırağına dönmek — yüzü, üstü başı siyah lekeler içinde kalmak, eli yüzü kapkara olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıçana dönmek — üstü başı çok ıslanmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
gözü (veya gözleri) kararmak — 1) başı dönmek, hafif baygınlık geçirmek Duvar tarafına doğru bir adım atarak evet cevabını veren Orhan ın gözleri gene kararıyordu. P. Safa 2) mec. umutsuzluğun veya aşırı bir isteğin etkisi altında ne yaptığını bilmez duruma gelmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
su — 1. is., yu Sutaşı 2. is., yu 1) Hidrojenle oksijenden oluşan, sıvı durumunda bulunan, renksiz, kokusuz, tatsız madde, ab Dere suyu tekmil çamur. Halk kuyu suyu içmek mecburiyetinde... R. N. Güntekin 2) Bu sıvıdan oluşan kitle, deniz, akarsu… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dört — is., dü 1) Dört sayısının adı 2) Bu sayıyı gösteren 4, IV rakamlarının adı 3) sf. Üçten bir artık Birleşik Sözler dört ayak dört ayaklılar dört bir dört bucak dörtcihar dörtçeker … Çağatay Osmanlı Sözlük
eşek — is., ği, hay. b. 1) Atgillerden, uzun kulaklı binek ve hizmet hayvanı, merkep, karakaçan (Equus asinus) 2) hlk. Odun kesme, duvar örme, sıva yapma vb. işlerde kullanılan üç veya dört ayaklı sehpa Birleşik Sözler eşek arısı eşekbaşı eşek cenneti… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafa — is., Ar. ḳafā 1) İnsan başı, ser 2) Hayvanlarda genellikle ağız, göz, burun, kulak vb. organların bulunduğu vücudun en ön bölümü 3) Çocuk oyunlarında kullanılan zıpzıp taşının veya cevizin büyük boyu 4) Mekanik bir bütünün parçası Distribütör… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıçan — is., hay. b. 1) Sıçangillerden, fareden iri, zararlı birçok türü bulunan kemirgen, memeli hayvan (Rattus) 2) mec. Küçük yaştaki hırsız Birleşik Sözler sıçandişi sıçan kırı sıçankulağı sıçankuyruğu sıçanotu … Çağatay Osmanlı Sözlük