- su
- 1. is., -yu
Sutaşı2. is., -yu1) Hidrojenle oksijenden oluşan, sıvı durumunda bulunan, renksiz, kokusuz, tatsız madde, ab
Dere suyu tekmil çamur. Halk kuyu suyu içmek mecburiyetinde...
- R. N. Güntekin2) Bu sıvıdan oluşan kitle, deniz, akarsuKoltuğuna oturdu, Haliç'in bulanık sularına daldı.
- F. R. Atay3) Meyve, sebze vb.nin sıkılmasıyla elde edilen sıvıPortakal suyu. Domates suyu.
4) Bazı kokulu yaprak veya çiçeklerin imbikten çekilmesiyle elde edilen kokulu sıvıÇiçek suyu. Gül suyu.
5) Yemeğin sıvı bölümüBelki de iki bardak turşu suyu içecek.
- S. F. Abasıyanık6) KezMeyveleri iki su yıka.
7) Demir araçları ateşte kızdırdıktan sonra, suya daldırılarak sağlanılan sertlikBu bıçağın suyunu iyi vermemişler.
Birleşik Sözler- su altı- subasar- su biti- suçiçeği- su hattı- suibriği- su kabı- su kaybı- su küre- suoku- suölçer- superisi- su saati- suşeridi- su tası- su topu- suyolu- su yolu- acı su- ağır su- akarsu- aksu- atık su- bağlı su- bengi su- iç su- kaba su- karasu- kara su- küllü su- öz su- pis su- sert su- tatlı su- cam suyu- er suyu- et suyu- gül suyu- yüzsuyuAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller- su almak- su etmek- su gibi- <- <
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.