- başına sarmak
- (bir şeyi birinin) birine musallat etmek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
başına dünyanın belasını sarmak — büyük felaket getirmek Sonradan Kayabaşı nın başına ve bizim başımıza dünyanın belasını saracak kadar zengindik. T. Dursun K … Çağatay Osmanlı Sözlük
eteğini başına atmak (veya sarmak) — birini azarlamak, onur kırıcı sözlerle suçlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
ICRE — Başına tülbent sarmak. * Besili ve semiz olmak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ateş — is., Far. āteş 1) Yanıcı cisimlerin tutuşmasıyla beliren ısı ve ışık, od, nâr Uygarlık ateşten doğmuştur. 2) Tutuşmuş olan cisim 3) Isıtmak, pişirmek için kullanılan yer veya araç Yemeği ateşten indirdim. 4) Patlayıcı silahların atılması Top… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bükmek — i, er 1) Sertçe çevirmek, kıvırmak Bu kez onu sürmeden olduğu yerde büküp altına aldı. S. Birsel 2) nsz Birkaç tel ipliği burarak sarmak İpek bükmek. 3) Eğmek Olur der gibi başını büktü. Çelik halatı büktü. 4) Katlamak Büktüğüm yeri kaybetmişim,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tutmak — i, ar 1) Elde bulundurmak, ele almak Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu. Ö. Seyfettin 2) Ele geçirmek, yakalamak Evvela bu terbiyesiz köpeği tuttu, bağladı. Ö. Seyfettin 3) Avlamak Dalyan işletiyorum, tuttuğumuz balığı tekrar denize döküyoruz … Çağatay Osmanlı Sözlük
tañınmak — bir sargı ile sarmak; bir işi başlı başına yapmak. II I, 395 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
İ'TİMAM — (İtimam) Başına sarık sarmak. * Ortalık yeşillenmek. * Miğfer giymek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük