- ... elinden çıkmak
- birisi tarafından yapılmak
Duvarında, tavanında usta bir ressam elinden çıkmış manzara, meyve resimleri, çeşitli nakışlar...
- B. R. Eyuboğlu
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Duvarında, tavanında usta bir ressam elinden çıkmış manzara, meyve resimleri, çeşitli nakışlar...
- B. R. EyuboğluÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
usta elinden çıkmak — işinin ehli olan bir kimse tarafından yapılmak Sırtında koyu lacivert, usta elinden çıkmış bir kostüm. Y. Z. Ortaç … Çağatay Osmanlı Sözlük
elinden bir kaza (veya sakatlık) çıkmak — istemeyerek birini yaralamak veya öldürmek Belki elinden bir kaza çıkar diye evine girmeye cesaret edemezdi. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
elinden kan çıkmak — cinayet işlemek Kırk kanını Allah a affettirmeye çalışırken kazara, elinden yeni bir kan çıkmıştı. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
usta — is., Far. ustād 1) Bir zanaatı gereği gibi öğrenmiş olan ve kendi başına yapabilen kimse 2) Zanaat öğreticisi 3) Zanaatçılar için unvan Üzeyir usta yoldan geçmeyeceğimizi söyledi. R. H. Karay 4) sf. Eli uz, işinin eri, becerikli, mahir Bunların… … Çağatay Osmanlı Sözlük
dam — 1. is., Fr. dame 1) Dansta kavalyenin eşi Erkeklerin kimi damlarının elinden, kimi kolundan, kimi de hafifçe omzundan tutmuş, geliyorlardı. Ç. Altan 2) İskambil kâğıtlarında kız 2. is. 1) Yapıları dış etkilerden korumak amacıyla üzerlerine… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kafa — is., Ar. ḳafā 1) İnsan başı, ser 2) Hayvanlarda genellikle ağız, göz, burun, kulak vb. organların bulunduğu vücudun en ön bölümü 3) Çocuk oyunlarında kullanılan zıpzıp taşının veya cevizin büyük boyu 4) Mekanik bir bütünün parçası Distribütör… … Çağatay Osmanlı Sözlük