- başından savmak
- bir istekte bulunanı sözde bir sebeple uzaklaştırmak
Yoksa başımdan savmak için akla karayı mı seçeceğim?
- R. H. Karay
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Yoksa başımdan savmak için akla karayı mı seçeceğim?
- R. H. KarayÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
sırtından atmak — başından savmak veya birinin, bir şeyin sorumluluğunu, yükünü üzerine almamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
atlatmak — i 1) Atlama işini yaptırmak 2) Basında başka ilgililerden önce bir haberin yayımlanmasını sağlamak 3) mec. Kötü bir durumu geçiştirmek, savmak Bana sorarsanız işin en güç tarafını atlattık. T. Buğra 4) mec. Başından savmak Bu Kurul u atlatıncaya… … Çağatay Osmanlı Sözlük
geçiştirmek — i 1) Gereken önemi vermemek, üstünde durmadan başından savmak 2) Az bir zararla atlatmak, kurtulmak Nihat bu kazayı da geçiştirince tekrar gözlerini apartmanın kapısına dikti. P. Safa … Çağatay Osmanlı Sözlük
hukukçu — is. Hukuku meslek edinen, hukukla uğraşan kimse Görsün bir hukukçuyu başından savmak kolay mı imiş! M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
sepetlemek — i 1) Meyve, sebze vb.ni sepete koymak, sepete yerleştirmek 2) tkz. Başından savmak Makbule, bu üç kocayı birer birer nasıl sepetlediğini hiç çekinmeden anlatıyor. R. N. Güntekin … Çağatay Osmanlı Sözlük