bitirmiş

bitirmiş
sf., hlk.
1) Bir bilim dalında veya başka bir alanda bilginin doruğuna ulaşmış (kimse)
2) argo Bilgili, açıkgöz

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужна курсовая?

Look at other dictionaries:

  • ana sınıfı — is., eğt. Genellikle beş yaşını bitirmiş çocukları ilköğretime hazırlayan sınıf …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bitirmişlik — is., ği Bitirmiş olma durumu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çıkışlı — sf. Belli bir okulu veya öğrenim kademesini bitirmiş olan, mezun Okulun 1930 yılı çıkışlıları toplandı. Birleşik Sözler inişli çıkışlı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • derece — is., Ar. derece 1) Bir süreç içindeki durumlardan her biri, basamak, aşama, rütbe, mertebe Hukuk tahsilini Paris te bitirmiş, birinci derece diploma almıştı. Ö. Seyfettin 2) e. Denli, kadar Beyoğlu nda bu derece itibar görmemişti. E. E. Talu 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • komiser — is., Fr. commissaire 1) Güvenlik teşkilatının meslek aşamaları içinde yer alan, en az lise öğrenimi görmüş veya polis okullarının orta ve yüksek bölümlerini bitirmiş, il, ilçe veya bucaklarda bulundukları yerin emniyet ve asayişine ait işleri… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kurmay — is., ask. 1) Harp akademilerine girerek eğitimlerini başarıyla bitirmiş subay, erkânıharp 2) sf. Kurmaylık yetkisi ve niteliği olan (subay) Bir de erkek kardeşleri varmış, bir kurmay binbaşı. M. Ş. Esendal Birleşik Sözler kurmay başkanı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mirasyedi — is. 1) Kendisine önemli bir miras kalan, mirasa konan kimse Kiraladıkları otlakların sahibi yıllardır Manastır a yerleşmiş bir mirasyediydi. N. Cumalı 2) mec. Çok savurgan kimse Hayatını, gençliğini bir mirasyedi gibi hiç düşünmeden yiyip… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mumlu — sf. 1) Mumu olan, mum konulmuş olan Yedi mumlu pasta. 2) Muma batırılmış, mumla hazırlanmış olan Mehmet geldiği zaman mektubu bitirmiş, mumlu çaputa sarmıştı M. N. Sepetçioğlu Birleşik Sözler mumlu kâğıt …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mülkiyeli — is. Siyasal Bilgiler Okulu öğrencisi veya bu okulu bitirmiş kişi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • otlamak — nsz 1) Hayvan, dolaşarak yerdeki ot, çimen, yaprak vb.ni yemek, yayılmak Çimenler üzerinde çocuklar oynuyor, kuzular otluyor. H. R. Gürpınar 2) mec. Meşgul olmak Liseyi bitirmiş, üniversiteye gitmiş, birkaç sene otlamış orada, çakmış. A. İlhan 3) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”