- gerekli gereksiz
- zf.
Yersiz, zamansız
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
gereksiz — sf. 1) Gereği olmayan, yararsız, lüzumsuz 2) zf. Yararsız, lüzumsuz bir biçimde Ona danışmayı gereksiz görerek Sevim e yöneldi. N. Cumalı Birleşik Sözler gerekli gereksiz … Çağatay Osmanlı Sözlük
cart curt — is. Gerekli gereksiz yerde söylenen abartılı söz Aman efendim, ben bu carta curta tahammül etseydim, pekâlâ İstanbul da kalırdım. Y. K. Karaosmanoğlu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller cart curt etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
çulcu — is. 1) Çul işleriyle uğraşan kimse 2) Gerekli gereksiz giyecek alan kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
köpürgen — sf. Gerekli gereksiz, hızlı, aralıksız ve bıktırıcı biçimde konuşan Bu uzun saçlı, köpürgen, hemen hemen bizimle yaşıt, boşanmış zemberek gibi söylenen yeni hocaları dinler dururduk. F. R. Atay … Çağatay Osmanlı Sözlük
köpürmek — nsz 1) Köpük yapmak, köpük oluşmak, köpük çıkararak kabarmak Dalgalar küpeştede köpürdü. A. Gündüz 2) Ekşiyip köpüklenmek Reçel köpürdü. 3) mec. Çok kızmak, birdenbire öfkelenmek, feveran etmek Yavaş yavaş her vakit sebepsiz bir hiddetten köpüren … Çağatay Osmanlı Sözlük
lüzumlu lüzumsuz — zf. Yerli yersiz, gerekli gereksiz Bu toy müdürü küçümsediğini her hâliyle belli ediyor, bir mesele hakkında izahat verirken, lüzumlu lüzumsuz bilgiçlik taslıyordu. H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
yaygaracı — sf. Gerekli gereksiz çok bağırıp çağıran Annesi gibi çatık kaşlı ve yaygaracı değildi. Halikarnas Balıkçısı … Çağatay Osmanlı Sözlük
pervane olmak — (birine) birinin yanında onun hizmetine hazır olduğunu gerekli gereksiz göstermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sakla samanı, gelir zamanı — gereksiz görülen şey ileride gerekli olabilir anlamında kullanılan bir söz … Çağatay Osmanlı Sözlük
taramak — i 1) Bir şeyin tellerini birbirinden ayırıp karışıklığını gidermek Anası sabaha kadar saçlarını tarıyor, düşünüyor, ürküyordu. Y. Kemal 2) Bir şey veya kimseyi bulmak, denetlemek için türlü yöntemlerden yararlanarak bir yeri sıkı bir biçimde… … Çağatay Osmanlı Sözlük