hazır yemek

hazır yemek
is., -ği
Kısa sürede hazırlanan ve yemek için az zaman harcanan hafif yiyecek, ayaküstü

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем сделать НИР

Look at other dictionaries:

  • hazır — sf., Ar. ḥāżir 1) Bir iş yapmak için gereken her şeyi tamamlamış olan, anık, amade, müheyya Ben hazırım, isterseniz gidelim. 2) Belli bir işe yarayacak, kullanılacak bir duruma getirilmiş Yemek hazır, buyurun. 3) Belirli bir biçimde yapılmış… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yemek — 1. is., ği 1) Yemek yeme, karın doyurma işi Yemekten sonra gocuğuna sarar yatırırdı beni. N. Cumalı 2) Yenmek için pişirilip hazırlanmış yiyecek, aş, taam 3) Günün belli saatlerinde yenilen besin Yemek ya kahvaltıda ya da yemekte yenir. Arada bir …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ayaküstü — zf. 1) Oturmadan, ayakta durarak Makasçı, ayaküstü bana gayet basit kelimelerle bir dram anlattı. R. N. Güntekin 2) Kısa sürede, acele olarak, ayaküzeri 3) is. Hazır yemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fast food — is., İng. fast food Bakınız hazır yemek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • fırınlık — sf., ğı 1) Fırında pişirilmeye hazır (yemek) 2) Fırının alacağı kadar Bir fırınlık ekmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • mide — anat., Ar. miˁde 1) Omurgalılarda, sindirim sisteminin, yemek borusu ile onikiparmak bağırsağı arasında besinlerin sindirime hazır duruma getirildiği omurgasız hayvanlarda sindirim kanalının bu bölgeye karşılık olan parçası 2) mec. Karın, karın… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • para — is., ekon., Far. pāre 1) Devletçe bastırılan, üzerinde değeri yazılı kâğıt veya metalden ödeme aracı, nakit 2) Kazanç Balıkçılıkta para vardır ama dalgıçlık kadar genç işidir. S. F. Abasıyanık 3) esk. Kuruşun kırkta biri Birleşik Sözler para… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dalmak — e, ar 1) Suyun içine bütün vücuduyla ve hızla girmek Oğlanlar denize dalıp tekneyi sağdan soldan, arkadan önden itmeyi denediler. H. Taner 2) nsz Bir yerin içine girmek İkisi uçar gibi kapısında koca bir telefon çanı asılı dükkândan içeri… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • paket — is., Fr. paquet 1) İçinde bir veya birçok şey bulunan, kâğıda sarılarak veya kutuya konularak bağlanmış, elde taşınacak büyüklükte nesne Yemek paketini, raflarda yer bulamadığı için masa üstüne koydu. M. Ş. Esendal 2) sf. Kâğıda sarılarak veya… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yetişmek — e 1) Ulaşmak, ermek, varmak, vasıl olmak Gâvur Ali kahvedeki cemaate hiçbir şey söylemeden küçük çobanla uzaklaştı, bir nefeste ağıla yetişti. Ö. Seyfettin 2) Vaktinde tamam olmak, bitmek, hazırlanmak, hazır olmak Bu giysi yarına yetişmeli. 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”