arama tarama — is. 1) Polisin kuşkulu gördüğü kimseler üzerinde bıçak, silah, esrar vb. yasak şeyler araması 2) Denizdeki mayınları toplama veya yok etme işlemi Birleşik Sözler mayın arama tarama gemisi … Çağatay Osmanlı Sözlük
bit yeniği — is. Bir işin gizli kalmış kötü ve aksak yanı, kuşkulu bir nokta, kurt yeniği Bu işin içinde bir bit yeniği olduğunu haykırırdı. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
evhamlı — sf. Kuruntulu, kuşkulu, vehimli, mütevehhim … Çağatay Osmanlı Sözlük
huylu — sf. 1) Herhangi bir huyu olan Oğlum benden daha iyi huylu, daha ciddi olsun. R. H. Karay 2) İşkilli, kuşkulu 3) Ürkek, sinirli (binek hayvanı) Bu at huyludur. Birleşik Sözler iyi huylu kötü huylu Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller huylu huyundan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
işkilli — sf. İşkil içinde bulunan, kuşkulu, kuruntucu, vesveseli, müvesvis Biraz işkilli olmayan bir adamı, düştüğü yanlışlıktan kurtarmak kolay değildir. M. Ş. Esendal Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller işkilli büzük dingilder işkilli olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
niyetli — sf. 1) Niyeti olan, niyet eden En kuşkulu insanlar çoğu zaman en kötü niyetliler arasından çıkıyor. H. Taner 2) Oruç tutmakta olan (kimse) Birleşik Sözler art niyetli iyi niyetli … Çağatay Osmanlı Sözlük
pireli — sf. 1) Pire bulunan Pireli yatak. 2) mec. Her şeyden bir anlam çıkaran, kuşkulu, işkilli, vesveseli Pireli bir adam … Çağatay Osmanlı Sözlük
şüpheli — sf. 1) Kuşkulu Mazisi şüpheli kadınlarla evlenmek, insanı sonraları rahatsız eder. P. Safa 2) huk. Kendisinden şüphe edilen, kuşkulanılan, zanlı … Çağatay Osmanlı Sözlük
var yok — Belli bir ölçüye ya ulaşır ya ulaşmaz, herhangi bir ölçüye, miktara yakın, olduğu bile kuşkulu Ünlü Haçik in oğlu Nubar, kırk yaşlarında var yok, göbekli ve dazlak. A. İlhan Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller vara yoğa varı yoğu … Çağatay Osmanlı Sözlük
şübhedar — (A. F.) [ راد ﻪﻬﺒﺵ ] şüpheli, kuşkulu … Osmanli Türkçesİ sözlüğü