- ses
- is.
1) Kulağın duyabildiği titreşim, seda, ün
Şafağa doğru otomobil sesi duyuldu.
- F. R. Atay2) Ciğerlerden gelen havanın ses yolunda yaptığı titreşimBoğukluğu benim kulağıma da ürkütücü gelen bir sesle sordum.
- R. H. Karay3) mec. Duygu ve düşünceGençliğin sesini duyuran başka bir dergide ...
- Y. Z. Ortaç4) mec. Herhangi bir davranış, tutum karşısında uyanan ruhsal tepkiVicdanın sesi. Aklın sesi.
5) müz. Aralarında uyum bulunan titreşimlerBirleşik Sözler- ses seda- sesyayar- sesyazar- ses yolu- dış ses- iç ses- ince ses- ön ses- son sesAtasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller- <- <
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.