ikrah etmek — tiksinmek, iğrenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
istikrah etmek — tiksinmek, iğrenmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
NEFRET — Tiksinmek, ürküp kaçmak. * Birisinin yakını ve akrabası … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
aşermek — nsz Hamilelikte bazı yiyeceklere karşı aşırı düşkünlük göstermek, çok arzulamak veya nefret etmek, tiksinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
buruşmak — nsz 1) Düzgünlüğü bozulmak, üzerinde kırışık ve katlamalar olmak Daralmış, buruşmuş sof ceketi, uzamış sakalıyla işportacı Yahudilere dönmüş. R. N. Güntekin 2) Ağızda kekrelik duymak 3) mec. Tiksinmek, hoşlanmamak Gördüklerimden yalnız yüzüm… … Çağatay Osmanlı Sözlük
iğrenmek — nsz 1) Bir şeyi tiksindirici bulmak, istikrah etmek Asıl iğrendiğim, ürktüğüm elleriydi. R. H. Karay 2) den Aşağılık, bayağı bulmak, tiksinmek Bayağılaşmış gibi kendimden iğreniyordum. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
irkmek — nsz, er, hlk. 1) Birikmek 2) Biriktirmek, toplamak 3) Tiksinmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tiksinme — is. Tiksinmek işi, ikrah, istikrah, nefret İçinde bu adama karşı garip bir tiksinme, çekinme vardı. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
yermek — i, er 1) Kötülüklerini söylemek, zemmetmek 2) Birinin veya bir şeyin kusurlarını ortaya koymak, hicvetmek, övmek karşıtı 3) Beğenmemek, hoşlanmamak, tiksinmek Birleşik Sözler kireçyeren … Çağatay Osmanlı Sözlük
nefret duymak — birinden tiksinmek, hoşlanmamak Gönlümde o zamana kadar duyduğum nefret yerine büyük bir korku titriyordu. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük