ortalık yatışmak — toplum içindeki düzensizlik ve kargaşa sona erip düzenli yaşayış yeniden başlamak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sinirleri gevşemek (veya yatışmak) — sinirliyken ferahlamak, sakinleşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yatgaşmak — yatışmak, birlikte yatmak. III, 103 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
gevşemek — nsz 1) Sertlik ve gerginliği bozulmak Kar kalkmış, hava açmış, ayaz gevşemişti. A. Gündüz 2) Çözülmek Boynuna dolanan kolları gevşedi. 3) mec. Yumuşamak, yatışmak, sakinleşmek Poker lafını işitmesin, eli ayağı gevşiyor. A. İlhan 4) argo Sevmek,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kırılmak — nsz 1) Kırma işine konu olmak, bir veya birçok parçaya ayrılmak 2) Bükülerek kat yeri oluşturmak 3) Savaş, bulaşıcı hastalık sebebiyle çok sayıda insan ölmek 4) e Birine karşı kırgın duruma gelmek, gücenmek, incinmek 5) Kırgınlık duymak Bana ne… … Çağatay Osmanlı Sözlük
limanlamak — nsz 1) Gemi bir limana girip orada kalmak 2) mec. Yatışmak, sakinleşmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ortalık — is., ğı 1) Bulunulan yer, çevre Ortalık karanlık, bizi kimse görmez, merak etme. P. Safa 2) İçinde bulunulan, yaşanılan ev, oda vb. yer Artık benim gündelikle çamaşıra, ortalık temizlemeye gitmeden başka çare kalmadı. H. E. Adıvar 3) Yeryüzünün… … Çağatay Osmanlı Sözlük
oturuşmak — nsz Yatışmak, hızı azalmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
sakinleşmek — nsz 1) Yatışmak, durgun duruma gelmek, durgunlaşmak Bazı dalgalı gecelerin sabahları, metle yükselmiş ve şimdi sakinleşmiş suyun kenarında kedi leşleri bulurdum. S. F. Abasıyanık 2) Sıkıntısı veya heyecanı geçmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
sönmek — nsz, er 1) Yanmaz, aydınlatmaz, parlamaz olmak Son yıldız vadinin üstünde bir yanıp bir sönüyordu. T. Buğra 2) Parlaklığını, ışığını yitirmek 3) Hava veya başka bir gaz ile şişirilmiş bir şeyin havası kaçıp şişkinliği inmek Balon söndü. 4) jeol.… … Çağatay Osmanlı Sözlük