yatışmak

yatışmak
nsz
1) Hızı, etkisi azalmak, aşırılığı geçmek

Vapurun gürültüsü büsbütün yatıştı.

- R. H. Karay
2) Coşku, sinir, korku vb.nin etkisi azalmak, geçmek, sakinleşmek

Nasılsın yavrum, uyuduktan sonra biraz sinirlerin yatıştı mı?

- S. M. Alus
3) Ayaklanma, kargaşa sakinleşmek, durulmak

Kargaşa yatıştı.

4) Yan yana, kucak kucağa yatmak

Gölgesinde koyun, kuzu yatışır / Servidir, ladindir ormanlarımız.

- İ. Sağır

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • ortalık yatışmak — toplum içindeki düzensizlik ve kargaşa sona erip düzenli yaşayış yeniden başlamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sinirleri gevşemek (veya yatışmak) — sinirliyken ferahlamak, sakinleşmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yatgaşmak — yatışmak, birlikte yatmak. III, 103 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • gevşemek — nsz 1) Sertlik ve gerginliği bozulmak Kar kalkmış, hava açmış, ayaz gevşemişti. A. Gündüz 2) Çözülmek Boynuna dolanan kolları gevşedi. 3) mec. Yumuşamak, yatışmak, sakinleşmek Poker lafını işitmesin, eli ayağı gevşiyor. A. İlhan 4) argo Sevmek,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kırılmak — nsz 1) Kırma işine konu olmak, bir veya birçok parçaya ayrılmak 2) Bükülerek kat yeri oluşturmak 3) Savaş, bulaşıcı hastalık sebebiyle çok sayıda insan ölmek 4) e Birine karşı kırgın duruma gelmek, gücenmek, incinmek 5) Kırgınlık duymak Bana ne… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • limanlamak — nsz 1) Gemi bir limana girip orada kalmak 2) mec. Yatışmak, sakinleşmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ortalık — is., ğı 1) Bulunulan yer, çevre Ortalık karanlık, bizi kimse görmez, merak etme. P. Safa 2) İçinde bulunulan, yaşanılan ev, oda vb. yer Artık benim gündelikle çamaşıra, ortalık temizlemeye gitmeden başka çare kalmadı. H. E. Adıvar 3) Yeryüzünün… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • oturuşmak — nsz Yatışmak, hızı azalmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sakinleşmek — nsz 1) Yatışmak, durgun duruma gelmek, durgunlaşmak Bazı dalgalı gecelerin sabahları, metle yükselmiş ve şimdi sakinleşmiş suyun kenarında kedi leşleri bulurdum. S. F. Abasıyanık 2) Sıkıntısı veya heyecanı geçmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sönmek — nsz, er 1) Yanmaz, aydınlatmaz, parlamaz olmak Son yıldız vadinin üstünde bir yanıp bir sönüyordu. T. Buğra 2) Parlaklığını, ışığını yitirmek 3) Hava veya başka bir gaz ile şişirilmiş bir şeyin havası kaçıp şişkinliği inmek Balon söndü. 4) jeol.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”