kol atmak

kol atmak
1) bitkinin gövdesinden ayrılan bir dal bir yöne uzanmak
2) mec. çevreye yayılmak, genişlemek, ulaşmak, uzanmak

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Поможем решить контрольную работу

Look at other dictionaries:

  • kol — is., anat. 1) İnsan vücudunda omuz başından parmak uçlarına kadar uzanan bölüm 2) Vücudunun bu bölümünü saran bölümü Kara yağız oğlan yalandan gözlerinin yaşını pembe mintanının kollarına siliyordu. O. C. Kaygılı 3) Makinelerde tutup çevirmeye,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • boyunduruğa atmak (veya almak) — güreşte hasmın başını koltuk altına alıp boynuna kol dolamak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ağız — 1. is. Yeni doğurmuş memelilerin ilk sütü 2. is., ğzı, anat. 1) Yüzde, avurtlarla iki çene arasında, ses çıkarmaya, soluk alıp vermeye ve besinleri içine almaya yarayan boşluk 2) Bu boşluğun dudakları çevrelediği bölümü Küçük bir ağız. 3)… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kapak — is., ğı 1) Her türlü kabın üstünü örtmeye veya bir deliği kapamaya yarayan nesne Evin en alt katına indik, oradan da bir mahzen kapağı açtılar. R. H. Karay 2) Dolap, sandık vb.ni örtmeye yarayan parça Dolap kapağı. 3) Kitap, defter vb.nin en… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kemik — is., ği, anat. 1) İnsanın ve omurgalı hayvanların çatısını oluşturan türlü biçimdeki sert organların genel adı Kemikten bir tahta gibi gıcırdayarak Nihat yerinden kalktı. P. Safa 2) sf. Bu sert organdan yapılmış Kemik tarak. Birleşik Sözler kemik …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dayak — 1. is., ğı Bir insanı veya bir hayvanı dövme işi, sopa, patak, kötek Birleşik Sözler dayak arsızı dayak düşkünü dayak kaçkını meydan dayağı sıra dayağı Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • demir — is., kim. 1) Atom numarası 26, atom ağırlığı 55,847, yoğunluğu 7,8 olan, 1510 °C de eriyen, mavimtırak esmer renkte, özellikle çelik, döküm ve alaşımlar durumunda sanayide kullanılmaya en elverişli element (simgesi Fe) 2) sf. Bu elementten… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • demirlemek — i 1) Kapı ve pencerenin kol demirini takmak, kapatmak Pencereleri demirledikten sonra içim rahatladı. 2) nsz, den. Gemi demir atmak Bir gün adanın sahilinde soğan yüklü bir kayık gelip demirledi. S. F. Abasıyanık 3) le Demire vurmak Hayran babayı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”