ıssız kalmak

ıssız kalmak
ıssızlaşmak, tenhalaşmak

Yavru gitmiş, ıssız kalmış otağı.

- Bayburtlu Zihni

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • ıssız — sf. 1) Kimse bulunmayan veya az kimse bulunan, tenha, yaban Köşkün bütün odaları ıssız. P. Safa 2) mec. Yalnız, kimsesi olmayan Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ıssız eve it buyruk ıssız kalmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • boşta kalmak — işsiz kalmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • işsiz güçsüz — sf. Yapacak hiçbir işi olmayan veya iş tutmayan Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller işsiz güçsüz kalmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • işsiz güçsüz kalmak — bulunduğu iş yerinden ayrılarak geçimini sağlayacak durumda bulunmamak Burada işsiz güçsüz kaldığınız için kendinizi büsbütün kedere kaptırmışsınız. R. H. Karay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • boş kalmak — 1) kimse oturmamak Ev boş kaldı. 2) işsiz kalmak Her senede üç dört ay, bahusus kışın boş kalırız. S. F. Abasıyanık …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • boş durmak — işsiz kalmak, çalışmamak Mustafa Kemal in hiç boş durduğu yoktu. F. R. Atay …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yatmak — nsz, ar 1) Bir yere veya bir şeyin üzerine boylu boyunca uzanmak Dörtnal giden atların köpüklü boynuna bir daha yatmayacak. N. Hikmet 2) Uyumak veya dinlenmek için yatağa girmek 3) Yatay veya yataya yakın bir duruma gelmek, eğilmek Rüzgârdan… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • boş — sf. 1) İçinde, üstünde hiç kimse veya hiçbir şey bulunmayan, dolu karşıtı Yaralı kaymakamla iki emir eri de boş kalan kompartımana rahatça yerleştiler. A. Gündüz 2) Görevlisi olmayan (iş, görev), münhal Boş kadro. 3) Yapılacak işi olmayan, işsiz… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eli koynunda — sf. 1) Boş, işsiz (kimse) 2) Çaresiz (kimse) Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller eli koynunda kalmak …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • kenar — is., Far. kenār 1) Bir şeyin, bir yerin bitiş kısmı veya yakını, kıyı, yaka O sırada karşı taraçadaki kadın elinde pirinç tası olduğu hâlde taraçanın kenarına kadar geldi. O. V. Kanık 2) Bir şeyi çevreleyen çizgi 3) Pervaz, çizgi, antika, baskı… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”