- öyle veya böyle
- ne olursa olsun, her hâlde, bu durumda
Öyle veya böyle, bir amatör, bir heveskâr işte.
- T. Buğra
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Öyle veya böyle, bir amatör, bir heveskâr işte.
- T. BuğraÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
öyle — sf. 1) Onun gibi olan, ona benzer Ben öyle bir şey demedim. R. H. Karay 2) zf. O yolda, o biçimde, o tarzda ... öyle tembel tembel salınışları, birdenbire öyle bir duruşları, arkalarına bir bakışları var ki insanı çileden çıkarıyor. Y. K.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
idâre — (A.) [ ﻩرادا ] 1. döndürme. 2. çekip çevirme, yönetme. 3. devlet dairesi. ♦ idâre i maslahat etmek işleri öyle veya böyle idare etmek … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
Gramática del turco — Contenido 1 Olmak Eylemi (Los verbos Ser y Estar) 2 Contenidos 2.1 Introducción 2.2 Partes de la oración … Wikipedia Español
gelmek — den, e, nsz, ir 1) Bir yere gitmek, ulaşmak, varmak Gurbetten gelmişim yorgunum, hancı. B. S. Erdoğan 2) Geriye dönmek ... adamı Ödemiş ten aldım geldim, her masrafını çektim. N. Cumalı 3) Oturmaya, ziyarete gitmek Dün akşam amcamlar bize geldi.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sökmek — i, er 1) Bir şeyi bulunduğu yerden kuvvet kullanarak veya gevşeterek çıkarmak, çekip ayırmak Bu çoban öyle güçlü görünüyor ki şu yandaki ağacı kavrasa dibinden söker götürür. Y. Kemal 2) Kurulmuş bir şeyi parçalarına ayırmak Makineyi sökmek. 3)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
haşa — ünl., Ar. ḥāşā 1) Bir durum veya davranışın kesinlikle kabul edilmediğini anlatan bir söz Siz böyle söylemişsiniz. Haşa! ben öyle söylemedim. 2) Dine aykırı görülen bir ihtimalden söz edilirken kullanılan bir söz Atasözü, Deyim ve Birleşik… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ki — bağ., Far. ki 1) Anlam bakımından birbirleriyle ilgili cümleleri birbirine bağlayan bir söz Uzun değneklerine dayanmış çobanlar iddia ederler ki memba sularının her biri bir ayrı derde devadır. R. H. Karay 2) Özneyi, tümleci güçlendirerek… … Çağatay Osmanlı Sözlük