yazı getirmek

yazı getirmek
yazlık giysiler giymek

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • yaz — is. Kuzey yarım kürede 21 Haziran 23 Eylül tarihleri arasındaki zaman dilimi, ilkbaharla sonbahar arasındaki sıcak mevsim Çok sıcak bir yaz gecesiydi. Y. K. Karaosmanoğlu Birleşik Sözler yaz dönemi yaz dönencesi yaz helvası yaz kış yaz okulu …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dil — 1. is. 1) Ağız boşluğunda, tatmaya, yutkunmaya, sesleri boğumlamaya yarayan etli, uzun, hareketli organ, tat alma organı Ağzımı dolduran kocaman dil, kelimelere yer bırakmıyor ki... Y. Z. Ortaç 2) Birçok aletin uzun, yassı ve çoğu hareketli… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • biçimlendirmek — i 1) Bir şeye belirli bir biçim vermek, şekillendirmek Parmaklar artık kuvvetin değil, deli eden arzunun gücünü biçimlendiriyordu. T. Buğra 2) bl. Yazı ve simgeleri bilgisayara elverişli duruma getirmek 3) bl. Bilgisayarda disket vb.ni… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sıra — is. 1) Yan yana, art arda olan şey veya kimselerin tümü, dizi Şehir esnafı şekercisinden tutun da berberine kadar iki sıra durup kendisini alkışladılar. S. F. Abasıyanık 2) Bu biçimdeki topluluğun durumu Sırayı bozmayın. 3) Belirli bir düzene ve… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • silmek — i, er 1) Bir şeyin ıslaklığını gidererek kuru duruma getirmek Terlemiş gibi alnını elinin tersiyle sildi. Ö. Seyfettin 2) nsz Üzerine genellikle bir bez sürterek tozlarını, kirlerini almak veya parlatmak Türküler çağırarak tahta siliyorlar. Y. Z …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • alt — is. 1) Bir şeyin yere bakan yanı, zir, üst karşıtı Pantolonlarımızı şiltelerimizin altına seriyoruz, onlar bütün hafta orada ütüleniyor. Z. O. Saba 2) Bir nesnenin tabanı Ayağındaki altları nalçalı koca bahçıvan kunduraları ile ona yetişmesi… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • biçim — 1. is. Biçme işi Buğday biçim zamanı. 2. is. 1) Bir nesnenin dış çizgileri bakımından niteliği, dıştan görünüşü, şekil, eşkal İtalya elçiliği bugüne değin ilk biçimini korumuştur. S. Birsel 2) Yakışık alan şekil, uygun şekil Söylediklerimden çok …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • çerçeve — is., Far. çār + çūbe 1) Resim, yazı, ayna vb.ni süslemek veya bir yere asılabilecek duruma getirmek için bunlara geçirilen kenarlık Duvarda bir çerçeve asılıdır ki çarpıktır, düzeltemezsiniz. R. H. Karay 2) Kapı, pencere ile bunların cam veya… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • eski — sf. 1) Çoktan beri var olan, üzerinden çok zaman geçmiş bulunan, yeni karşıtı Ey benim eski duygularım, eski düşüncelerim. Neden böyle uzaksınız benden? N. Ataç 2) Önceki, sabık Anlatışına bakılırsa eski kâtibe, şimdi fevkalade şık giyiniyormuş.… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • inkılap — is., bı, Ar. inḳilāb 1) Toplum düzenini ve yapısını daha iyi duruma getirmek için yapılan köklü değişiklik, iyileştirme, devrim, reform Yazı inkılabı. 2) esk. Bir durumdan başka bir duruma geçiş, dönüşüm Münevver Türk kadını inkılaptan çok evvel… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”