- hoşa gitmek
- beğenilmek, bir kişiden veya bir şeyden hoşlanmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
tadı gitmek (veya kaçmak) — 1) tatsız bir duruma gelmek 2) mec. bir şey hoşa gidecek yönlerini yitirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
zevki çıkmak — hoşa gitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
CEMİLE — Hoşa gitmek için yapılan hareket … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İSTİLZAZ — Hoşa gitmek, lezzet almak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
çekmek — i, e, er 1) Bir şeyi tutup kendine veya başka bir yöne doğru yürütmek Hepsi iskemleleri çekerek masanın etrafında bir halka yapmaya hazırlanıyorlardı. R. N. Güntekin 2) Taşıtı bir yere bırakmak, koymak 3) Germek İpi çekmek. 4) İçine almak, emmek… … Çağatay Osmanlı Sözlük
hoş — sf., Far. ḫoş 1) Beğenilen, duyguları okşayan, zevk veren Hoş bir ses. 2) zf. Bununla birlikte Hoş, benim de evlenmeye pek niyetim yok ya. H. E. Adıvar 3) zf. Beğenilen, duyguları okşayan bir biçimde Birleşik Sözler hoşbeş hoşgörü hoş koku … Çağatay Osmanlı Sözlük
beğenilmek — nsz 1) İyi ve güzel bulunmak 2) Sevilmek, hoşa gitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
cilve — is., Far. cilve 1) Hoşa gitmek için yapılan davranış, kırıtma, naz Romantik devirlerde bu nevi cilvelere aşk mâni olurdu, şimdi de kültür. P. Safa 2) mec. Görünme, ortaya çıkma, tecelli Denizin çok cilvelerini tattık, diyordu. R. N. Güntekin… … Çağatay Osmanlı Sözlük
değmek — 1. e, er 1) Aralık kalmayıncaya kadar birbirine yaklaşmak, dokunmak, temas etmek Kapıdan bir an birbirimize değerek girdik. Y. Z. Ortaç 2) Ulaşmak, erişmek Mektup elime değmedi. Yaşı on beşine değince... 3) İstenilen yere düşmek, rast gelmek,… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yılışkan — sf. Hoşa gitmek düşüncesiyle sürekli olarak ve yapmacıklı bir biçimde gülen kimse Onlar ne arsız, ne yılışkan ve yırtık gülmelidirler; ne de somurtmalıdırlar. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük