- yan gelmek
- bir işe karışmayarak rahatına bakmak, keyfince yaşamak
Köşke kurulalım; rahatımıza, keyfimize bakıp yan gelelim.
- S. M. Alus
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Köşke kurulalım; rahatımıza, keyfimize bakıp yan gelelim.
- S. M. AlusÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
yan — is. 1) Bir şeyin ön, arka, alt ve üst dışında kalan bölümü Yolcuların girdiği iskele yanından kendini denize attı. M. Ş. Esendal 2) Sağ ve solun ortak adı, yön, taraf, cihet Yaşlı garson yanımıza geldi. Y. K. Karaosmanoğlu 3) Yer 4) Üst 5)… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kalbi ağzına gelmek — yüreği ağzına gelmek Kendisi de her fırsat düştükçe bunlarla yan yana harp ettiğini söylerken âdeta kalbi ağzına gelmiş gibi olurdu. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
gününü gün etmek — hiçbir şeyi dert edinmeyip gününü hoş geçirmek Sevmek, sevilmek, eğlenip yan gelmek, çubuğunu yakıp gününü gün etmek mi? H. Taner … Çağatay Osmanlı Sözlük
bilmek — nsz, ir 1) Bir şeyi anlamış veya öğrenmiş bulunmak Bu adam, bilmek için öğrenmiş olmaya ihtiyacı olmayan, bildiğini bilen, bilmediğini de şıp diye sezen bambaşka bir insandır. H. Taner 2) i Bir bilim veya sanat dalında yeterli olmak Yani kısacası … Çağatay Osmanlı Sözlük
kavuşmak — e 1) Ayrı kalınan, sevilen bir kimseyle bir araya gelmek, onu yeniden görmek Biz 1923 te bir Mustafa Kemal e kavuşmasaydık, gelecek zamanlara doğru yollarımızı tıkayan aşılmaz setleri yıkamazdık. F. R. Atay 2) Yokluğu çekilen veya çok istenen bir … Çağatay Osmanlı Sözlük
sıra — is. 1) Yan yana, art arda olan şey veya kimselerin tümü, dizi Şehir esnafı şekercisinden tutun da berberine kadar iki sıra durup kendisini alkışladılar. S. F. Abasıyanık 2) Bu biçimdeki topluluğun durumu Sırayı bozmayın. 3) Belirli bir düzene ve… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yüz — 1. is. 1) Başta, alın, göz, burun, ağız, yanak ve çenenin bulunduğu ön bölüm, sima, çehre, surat Bir güzel çocuk yüzüyle gülümsüyor. S. F. Abasıyanık 2) Yüzey, satıh Suyun yüzünde. 3) Kesici araçlarda ağız Bıçağın keskin yüzü. 4) Bir kumaşın… … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş aşağı — is. 1) İniş 2) zf. Başı aşağı gelecek biçimde Dükkânın camında baş aşağı asılmış, yan yana dizilmiş bastonlar duruyordu. M. Ş. Esendal Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller baş aşağı düşmek baş aşağı etmek baş aşağı gelmek baş aşağı gitmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
bordalamak — i, den. 1) İki gemi yan yana gelmek 2) Gemi başka bir gemiye çarpmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
kıvırmak — i 1) Herhangi bir şeyi bükmek Fino, beni görünce kuyruğunu kıvırıp düşmanca havlaya havlaya beyaz dişlerini gösterdi. H. R. Gürpınar 2) Kenarından katlamak 3) Bir giysinin veya kumaşın kenarını bükerek tersinden dikmek 4) Kalçalarını iki yana… … Çağatay Osmanlı Sözlük