- önüne düşmek
- 1) birinin önünden yürümek
Adam hemen geldi, önüne düştü, konuşmadan evine vardılar.
- Y. Kemal2) birine kılavuzluk etmekDelikanlı Haydar ustanın önüne düştü, Hasip Bey'in evine geldiler.
- Y. Kemal
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Adam hemen geldi, önüne düştü, konuşmadan evine vardılar.
- Y. KemalDelikanlı Haydar ustanın önüne düştü, Hasip Bey'in evine geldiler.
- Y. KemalÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
önüne düşmek — ağzından laf almak … Beypazari ağzindan sözcükler
düşmek — e, er 1) Yer çekiminin etkisiyle boşlukta, yukarıdan aşağıya inmek Havada uçan kuş vurulmuş gibi birdenbire sokağa düşüyor. R. N. Güntekin 2) den Durduğu, bulunduğu, tutunduğu yerden ayrılarak veya dayanağını, dengesini yitirerek yukarıdan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ön — is. 1) Bir şeyin esas tutulan yüzü, arka karşıtı Beş on kişi, köşkün önünde toplandık. M. Ş. Esendal 2) Bir şeyin esas tutulan yüzünün baktığı yer, karşı Altmış yaşında anamın önünde sigara içmek istemezdim. B. Felek 3) Bir kimsenin ilerisi Bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ak — is. 1) Kar, süt vb.nin rengi, beyaz, kara ve siyah karşıtı 2) sf. Bu renkte olan Ablak yüzlü, kısa kesilmiş ak sakallı bir adamdı. M. Ş. Esendal 3) Beyaz leke Bir gözünde ak var. 4) Bazı şeylerde beyaz bölüm Yumurta akı. Gözün akı. 5) sf., mec.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kedi — is., hay. b. Kedigillerden, köpek dişleri iyi gelişmiş, kasları çevik ve kuvvetli evcil veya yabani, küçük memeli hayvan, pisik (Felis domesticus) Evcil kedi. Ankara kedisi. Van kedisi. Birleşik Sözler kediayağı kedi balı kedi balığı kedibastı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
saç — is. Baş derisini kaplayan kıllar Muntazam taranmış, noksansız, sarı, genç saçlar... A. Haşim Birleşik Sözler saçkıran saç örgüsü sırma saç takma saç arapsaçı ci … Çağatay Osmanlı Sözlük
yığılmak — nsz 1) Yığma işine konu olmak veya yığma işi yapılmak 2) Çok sayıda birikmek, toplanmak Bütün köşk kapının önüne yığıldı. A. Gündüz 3) Düşmek, yıkılmak, kendini tutamayıp çökmek Boğazını yırtan hıçkırıklarla paşanın ayaklarına yığıldı. H. E.… … Çağatay Osmanlı Sözlük