- benizli
- sf.
Benzi bulunan, benze sahip olan
Yanına uzunca boylu, soluk benizli, gençten bir adam sokuldu.
- M. Ş. EsendalBirleşik Sözler
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Yanına uzunca boylu, soluk benizli, gençten bir adam sokuldu.
- M. Ş. EsendalÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
buğday benizli — sf. Açık esmer renkli Kısaca boylu, buğday benizli, güler yüzlü, konuşkan bir adam. M. Ş. Esendal … Çağatay Osmanlı Sözlük
saz benizli — sf. Solgun, sarı renkli Nasıl da incecik, saz benizli, hırçın ve fettan bir kızdı. R. H. Karay … Çağatay Osmanlı Sözlük
soluk benizli — sf. Sağlık sorunu sebebiyle yüzünün rengi solmuş olan … Çağatay Osmanlı Sözlük
buğday — is., bit. b. 1) Buğdaygillerin örnek bitkisi (Triticum) 2) Bu bitkinin başaktan ayrılıp öğütülmesiyle elde edilen tanesi Birleşik Sözler buğday benizli buğday biti buğday güvesi buğday pası buğday rengi buğday sürmesi … Çağatay Osmanlı Sözlük
dolaşık — sf., ğı 1) Karışık (saç, ip vb.) Bir buğday benizli zülfü dolaşık / Gitme diye beni yolda eğler var. Karacaoğlan 2) Dolaşarak giden (yol) Tozlu ve dolaşık yollar üzerinde saatlerce taban tepmiş. A. Haşim 3) mec. Kolay çözülmeyecek veya içinden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
saz — 1. is., müz., Far. sāz 1) Her tür müzik aracı, çalgı 2) Türk halk müziğinde bağlama, cura, tar vb. mızraplı çalgıların genel adı 3) Türk halk müziğinde kullanılan, gövdesi ağaçtan oyularak yapılmış, telli, uzun saplı çalgı, bağlama İnce ve yüksek … Çağatay Osmanlı Sözlük
soluk — 1. is., ğu 1) Akciğerlere çekilen, akciğerlerden atılan hava, nefes Kalp gitgide hafiflemekteydi ve soluklarda hafif bir hışıltı başlamıştı. R. N. Güntekin 2) Ciğerlere hava alıp verme 3) mec. Tarz Gençler dergimize yeni bir soluk getirdiler.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
soluk benizlilik — is., ği Soluk benizli olma durumu … Çağatay Osmanlı Sözlük
asfer — (A.) [ ﺮﻔﺹا ] 1. sarı. 2. soluk benizli … Osmanli Türkçesİ sözlüğü
ASFER — Sarı, uçuk benizli. Soluk. * Kızıl. * Islık çalan.* Bomboş şey … Yeni Lügat Türkçe Sözlük