- eli ayağı (olmak)
- (birinin) yardımcısı (olmak), her işine yarar (olmak)
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
eli ayağı tutmak (veya tutmamak) — beden gücü yerinde olmak (veya olmamak) Eli ayağı tutanlar, hiçbir haksızlığa razı olmamalıydı. Ö. Seyfettin … Çağatay Osmanlı Sözlük
eli ayağı (veya eli kolu) bağlı olmak — çaresiz, istediğini yapamayacak bir durumda olmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
külünmek — eli ayağı yorulup zayıf olmak I1158 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
el — 1. is., anat. 1) Kolun bilekten parmak uçlarına kadar olan, tutmaya ve iş yapmaya yarayan bölümü El var, titrer durur, el var yumuk yumuk / El var pençe olmuş, el var yumruk. Z. O. Saba 2) Sahiplik, mülkiyet Elden çıkarmak. Elimdeki bütün parayı… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayak — is., ğı, anat. 1) Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü 2) Bacak 3) Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var. 4) Vücudun… … Çağatay Osmanlı Sözlük
tutmak — i, ar 1) Elde bulundurmak, ele almak Kucağında kundaklı bir çocuk tutuyordu. Ö. Seyfettin 2) Ele geçirmek, yakalamak Evvela bu terbiyesiz köpeği tuttu, bağladı. Ö. Seyfettin 3) Avlamak Dalyan işletiyorum, tuttuğumuz balığı tekrar denize döküyoruz … Çağatay Osmanlı Sözlük
çözülmek — nsz 1) Çözme işine konu olmak Alaca bir karanlık sarmadayken her yeri / Atlarımız çözüldü girdik handan içeri. F. N. Çamlıbel 2) Gevşeyip yumuşamak, erimeye başlamak 3) mec. Birliğini, beraberliğini yitirmek, dağılmak, parçalanmak 4) mec.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
bir — is. 1) Sayıların ilki 2) Bu sayıyı gösteren 1, I rakamlarının adı 3) sf. Bu sayı kadar olan Bir kalem. 4) sf. Herhangi bir varlığı belirsiz olarak gösteren (sayı) Bir adam sizi arıyor. 5) sf. Tek Allah birdir. 6) sf. Beraber Hep biriz, ayrılmayız … Çağatay Osmanlı Sözlük