- gözleri takılıp kalmak
- bir şeyden gözlerini ayıramamak
O anda pek çok şeyler yapmak istediği hâlde, gözleri köşeyi ağır ağır dönen tramvaya takılıp kalmıştı.
- P. Safa
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
O anda pek çok şeyler yapmak istediği hâlde, gözleri köşeyi ağır ağır dönen tramvaya takılıp kalmıştı.
- P. SafaÇağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
takılıp kalmak — 1) oyalanmak 2) bakışlarını ayıramamak Bekçi çekildi gitti. Fakat çocuğun gözleri pencereye takılıp kalmıştı. H. E. Adıvar … Çağatay Osmanlı Sözlük
göz — is., anat. 1) Görme organı 2) Bazı deyimlerde, görme ve bakma Gözden geçirmek. Gözden kaybolmak. Göz önünde. Gözü keskin. 3) Bakış, görüş Bu sefer alacaklı gözüyle baktım. 4) Suyun topraktan kaynadığı yer, kaynak Asıl felaket bu pınara sırt… … Çağatay Osmanlı Sözlük