- kaplamak
- ihate ve iştimal etmek, etrafi kapatmak
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
kaplamak — i 1) Her yanını örtmek, istila etmek Bulutlar gökyüzünü kapladı. Sessizlik ortalığı kapladı. 2) Çepeçevre sarmak, kuşatmak Evlerin bir tarafını yol, üç tarafını da yine çam ormanları kaplar. S. F. Abasıyanık 3) nsz Bir kabın, bir kılıfın, bir… … Çağatay Osmanlı Sözlük
yorgan kaplamak — yorgana çarşaf geçirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
yer kaplamak — önemli bir hacim tutmak … Çağatay Osmanlı Sözlük
HAYK — Kaplamak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
kapsamak — kaplamak, kaplamak istemek; etrafını kaplamak, sarmak; kapmak istemek I, 155, 463; III, 285 … Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini
ortalığı ... götürmek (veya almak) — kaplamak O gün de bir yağmur yağmıştı, ortalığı sel götürmüştü ya, o gün işte. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
ŞÜMUL — Kaplamak. İhtivâ etmek. İçine almak. * Hükmü altına almak … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
basmak — e, ar 1) Vücudun ağırlığını verecek biçimde ayak tabanını bir yere veya bir şeyin üzerine koymak Bastığın yerlerde güller açtı, sarıldı ayaklarına. C. Külebi 2) Küçük çocuklar ayakta durabilmek 3) Bir şeyi, üzerine kuvvet vererek itmek Motor… … Çağatay Osmanlı Sözlük
doldurmak — i 1) Dolmasını sağlamak, dolu duruma getirmek Fazla eşyasını acele acele valize doldurdu. R. H. Karay 2) Araç deposunu akaryakıtla tamamen dolu duruma getirmek 3) nsz Ateşli silahların içine mermi sürmek İki tabanca getirdiler, takır takır… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sarmak — i, ar 1) Çevresini çevirmek, çepeçevre dolanmak, çevrelemek 2) Kuşatmak, çevirmek, ihata etmek Ordu düşmanı sardı. 3) Dolayında yer almak 4) Yayılıp etkisi altına almak, kaplamak Kültür düşüklüğündeki çöküş, yaygın bir hastalık gibi sarar toplumu … Çağatay Osmanlı Sözlük