- ürkme
- is.
Ürkmek durumu, tevahhuş
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
EBZ — Ürkme, korkma. Kaçma, kaçış. * Aniden, birdenbire ölmek … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
VECEL — Ürkme, korkma, havfetme … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
İRTİYA' — Ürkme, korkma … Yeni Lügat Türkçe Sözlük
ay — 1. ünl. Birdenbire duyulan acı, ağrı, şaşırma, ürkme veya sevinç anlatan bir söz Ay! Sen mi idin? Ay, ne güzel! 2. is., gök b. 1) Dünyanın uydusu olan gök cismi, kamer 2) Art arda gelen iki yeni ay arasında geçen süre 3) Yılın on iki bölümünden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
raşe — is., esk., Ar. raˁşe Titreyiş, ürkme Doktor Hikmet, ilk defa olarak ölüm korkusunun raşesini ta yüreğinin içinde hissetti. Y. K. Karaosmanoğlu … Çağatay Osmanlı Sözlük
tevahhuş — is., esk., Ar. tevaḥḥuş Ürkme, ürküntü Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller tevahhuş etmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
tırsma — is. Ürkme, korkma, çekinme … Çağatay Osmanlı Sözlük
ürkünç — sf., cü Ürkme, çekinme duygusu veren İncecik bir lüks değil, kaba, zevkten yoksun, çok daha ürkünç bir lüks sergilenecek şimdi. S. İleri … Çağatay Osmanlı Sözlük
ürküntü — is. Ürkme duygusu, tevahhuş Işıltılı gözlerinde en ufak bir ürküntü yoktu. N. Araz Atasözü, Deyim ve Birleşik Fiiller ürküntü vermek … Çağatay Osmanlı Sözlük
ürküş — is. Ürkme işi veya biçimi … Çağatay Osmanlı Sözlük