belirmek

belirmek
nsz
1) Önce belli veya görünür olmayan bir şey ortaya çıkmak, tezahür etmek

Karanlıkların ardından birçok adamlar belirerek acayip birtakım eşyalar taşıyor.

- R. H. Karay
2) Bir düşünce veya durum kesin bir biçim almak, tebellür etmek

Kafasında günden güne çeşitli düşünceler, çeşitli kaygılar beliriyordu.

- O. Hançerlioğlu
3) İyice görünür ve anlaşılır bir durum almak, tebarüz etmek

O kibar cemiyete nasıl bir elbise ile gireceğini düşündü, manzara gözünün önünde belirdi.

- R. H. Karay

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Look at other dictionaries:

  • taayyün etmek — belirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tebarüz etmek — belirmek, görünmek Senelerden beri bildiğimiz ve aramızda konuştuğumuz şeylerin hiç yalan olmadığı tebarüz etti. Y. K. Beyatlı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tecelli etmek — belirmek, görünmek, ortaya çıkmak, zuhur etmek, meydana çıkmak Hacca gitmek emeli onun kalbinde ateşli bir iştiyak tarzında tecelli etmişti. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • tezahür etmek — belirmek Yalnız benim herze devrelerim sık sık tezahür ediyor. A. Gündüz …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • baş göstermek — belirmek, ortaya çıkmak, zuhur etmek, vuku bulmak Bu kış yine, kok kömürü sıkıntısı baş gösterecekmiş. H. Taner …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • örlenmek — belirmek, çıkmak, yükselniek. I, 257, 258bkz: örmek …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • örmek — belirmek, çıkmak, kopmak, yükselmek (bulut). I, 139, 173, 257; III, 398bkz:örlenmek örmek, 172, 173 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • örüşmek — belirmek, yükselmek. I, 186 örmekte yardım ve yarış etmek I, 183 örü tartmak birbirine yard ım etmek III, 382 …   Divan-i Luqat-i it-Türk Dizini

  • alazlanmak — nsz, hlk. 1) Alazlama işine konu olmak 2) İnsan derisinin üstünde kızıllık veya kızıl lekeler belirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • belirivermek — nsz Anısızın belirmek …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”