başka işi yok mu?

başka işi yok mu?
"bu işe ne diye karışıyor, bu iş onu ilgilendirmez" anlamında kullanılan bir söz

Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.

Игры ⚽ Нужно решить контрольную?

Look at other dictionaries:

  • başka — sf. 1) Bilinenden ayrı, değişik, farklı, özge Yıllar sonra olaya başka bir açıdan bakabildim. H. Taner 2) Nitelik yönünden alışılmışın dışında bir üstünlüğü olan Bütün bunlar beni herkesten başka bir insan yapmıyor. H. E. Adıvar 3) e. Ayrıca,… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • şüphe yok — başka türlü olamaz Evinde yalnız olduğu ve hiç şüphe yok, birçok işi olduğu hâlde saatlerce benim için o pencerenin önünde duruyor. M. Ş. Esendal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yabancı — sf. 1) Başka bir milletten olan, başka bir milletle ilgili olan (kimse), bigâne, ecnebi Bu toprak bizimdir, içinde yabancının işi yok. R. E. Ünaydın 2) Aileden, çevreden olmayan (kimse veya şey), özge Ben, yabancı bir adam, neme lazım, hiç sesimi …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • yol vermek — 1) geçmesine izin vermek Hafif sağ yapıp askerî bir kamyona yol verdi. A. İlhan 2) hızını artırmak 3) işten çıkarmak, işine son vermek Mademki bu işi yapamıyorsun, o hâlde başka işimiz yok derler, bana yol verirler. O. Kemal …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • acıma — is. 1) Acımak işi 2) Başka bir kimsenin veya canlının mutsuzluğuna karşı duyulan üzüntü, merhamet Sizin zerre kadar acımanız yok mu? H. R. Gürpınar …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ayak — is., ğı, anat. 1) Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü 2) Bacak 3) Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var. 4) Vücudun… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • dökmek — i, er 1) Sıvı veya tane durumunda olan şeyleri bulundukları kaptan başka bir yere boşaltmak İhtiyar karısı pırıl pırıl kalaylı maşrapa ile ona su dökecek. S. F. Abasıyanık 2) Belli bir yere boşaltmak Sigara tablasını dökmek. 3) Akıtmak, düşürmek… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • geçirmek — i 1) Geçme işini yaptırmak, geçmesini sağlamak 2) e Bir şeyi bir yandan öbür yana götürmek Kalanımızı peşine takarak Murat suyunun karşı kıyısına geçirdi. K. Bilbaşar 3) i, e Bir şeyi bir yerden başka yere taşımak, nakletmek Odanın eşyasını öbür… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

Share the article and excerpts

Direct link
Do a right-click on the link above
and select “Copy Link”