yekû - yoks
- yer sarsıntısı
- yer servisi
- yer sıçanı
- yer sofrası
- yer solucanı
- yer tutmak
- yer üstü
- yer vermek
- yer yağı
- yer yarılıp içine girmek (veya geçmek)
- yer yatağı
- yer yer
- yer yerinden oynamak
- yer yurt
- yer yuvarı
- yer yuvarlağı
- yer zarfı
- yeraltı
- yeraltı dünyası
- yerberi
- yerde kalmak
- yerdegezen
- yerden bitme
- yerden göğe kadar
- yerden selam
- yerden temenna
- yerden yapma
- yerden yere çalmak
- yerden yere vurmak
- yere bakan yürek yakan
- yere bakmak
- yere baktırmak
- yere batasıca (veya yere batsın)
- yere batmak
- yere çalmak
- yere doğrulum
- yere geçmek
- yere göğe koymamak
- yere sağlam basmak
- yere sermek