- üstüne geçirmek
- 1) bir malın tapusunu kendi adına yazdırmak2) evlat edinmek
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
Çağatay Osmanlı Sözlük. 2010.
üstüne çevirmek — üstüne geçirmek … Çağatay Osmanlı Sözlük
üstüne yaptırmak — üstüne geçirmek Ev galiba halasınındı ama Emin üstüne yaptırmıştı. S. F. Abasıyanık … Çağatay Osmanlı Sözlük
üst — is. 1) Bir şeyin yukarı, göğe doğru olan yanı, fevk, alt karşıtı Köyün üst tarafında, saman, taş ve yangın arasında, üstü sazlarla örtülmüş bir kulübenin önünde ateş yanıyor. H. E. Adıvar 2) Bir şeyin görülen yanı, yüzü Bu sefer taşın üstünden… … Çağatay Osmanlı Sözlük
aktarmak — i, e 1) Bir şeyi bir yerden, bir kaptan başka bir yere veya kaba geçirmek 2) i Bir şeyin yolunu, yönünü değiştirmek 3) den, e Bir dilden başka bir dile çevirmek, tercüme etmek 4) Bir lehçeyi başka bir lehçeye uyarlamak 5) Toprağı altı üstüne… … Çağatay Osmanlı Sözlük
ayak — is., ğı, anat. 1) Bacakların bilekten aşağıda bulunan ve yere basan bölümü 2) Bacak 3) Birtakım şeylerin yerden yüksekçe durmasını sağlayan dayak, destek veya bunlardan her biri İskemlenin bir ayağı kırık. Bu köprünün dört ayağı var. 4) Vücudun… … Çağatay Osmanlı Sözlük
baş — 1. is., anat. 1) İnsan ve hayvanlarda beyin, göz, kulak, burun, ağız vb. organları kapsayan, vücudun üst veya önünde bulunan bölüm, kafa, ser Sağ elinin çevik bir hareketiyle başındaki tülbendi çekip aldı. N. Cumalı 2) Bir topluluğu yöneten kimse … Çağatay Osmanlı Sözlük
diş — is. 1) Çene kemiklerinin üstüne dizili, ısırıp koparmaya ve çiğnemeye yarayan sert, beyaz organlardan her biri 2) Çark, testere, tarak vb. çentikli şeylerdeki çıkıntıların her biri Çarkın dişleri tebessüm eder gibi tatlı bir ses çıkardı. S. F.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
kütük — is., ğü 1) Kalın ağaç gövdesi Etrafına gölge salmayan, yemiş vermeyen hangi kütük baltadan kurtulur? H. E. Adıvar 2) Kesilmiş ağaç gövdesi Kenara iri zeytin kütükleri istif edilmişti. R. H. Karay 3) Kesimden sonra ağaç gövdesinin toprakta kalan… … Çağatay Osmanlı Sözlük
sarsıntı — is. 1) Sarsılma işi, birden sallanma Bu sarsıntı ile başından fırlayıp yerde tekerlenen kasketini kovaladı, tekrar başına geçirdi. H. Taner 2) Titreme, titreyiş Başını sırasının üstüne saklamış, omuzları hafif sarsıntılarla titriyordu. R. N.… … Çağatay Osmanlı Sözlük
uygulamak — i 1) Kuramsal bir bilgiyi, ilkeyi, düşünceyi herhangi bir alanda hayata geçirmek, tatbik etmek Bu yeni yaşam üslubunu şimdiden uygulamak için somut eylemlere geçiyorlar. H. Taner 2) i, e Üst üste getirmek, üstüne koymak, tatbik etmek İki üçgeni… … Çağatay Osmanlı Sözlük